Sevgili Gençler diye sözlerine başlayan Suna “Hayal kurmayı çok önemsiyorum. İnanıyorum ki insan hayali kadar var ve bu hayatı var olduğu kadar yaşar. Belki denize olan tutkumdandır, benim hayalim bir gemi sahibi olmaktı. Bunu gerçekleştirmek üzere çalışma arkadaşlarımla ilk toplantımızı, ilk değerlendirmemizi yaptık; ilk çalışmalarla bu hayalimi gerçeğe dönüştürecek ilk somut adımı attık. Hesaplarımıza göre inşallah üç yıl içerisinde bu hayalimin gerçekleşmesi yani ‘gemiyi almam´ mümkün. Ancak her şey bu hayalin gerçekleşmesiyle bitmiyor. Bu hayal öğrenilmesi gereken birçok konuya kapı aralıyor. Aslında beni de gemiden çok, bilgiye ve yeniliğe açılan bu kapılar heyecanlandırıyor. Bu hayalimin öngördüğümüz süre zarfında gerçekleşmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak gerçekleşmese bile sonunda yeni kapılar aralayabilme düşüncesiyle bu yolda yürümek bana tarifsiz bir heyecan veriyor. (Tek sıkıntı şu: Kanlıgeçit´ten yukarı nasıl çıkacağı.) Önceden vatana hizmetin sadece terörle mücadele etmek olduğunu zannederdim. (Çok şükür bu konuda en üst seviyede mücadele ettim.) Yaşayarak öğrendim ki en az onun kadar önemli olan şeyler de var: üretmek, istihdam yaratmak, ihracat yapmak, eğitime destek vermek...
Ülke olarak siyasî ve askerî alanda içeride ve dışarıda verdiğimiz mücadelenin etkin ve kalıcı olabilmesi için, üretime dayalı ekonominin güçlenmesi için gayret etmek de vatana hizmet etmektir. Bu hususla ilgili Gazi Mustafa Kemal: ‘Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz´ diyor.
Mesele bir şeylere sahip olmak yani ‘sonuç´ değil. Asıl mesele bir şeyleri başarmak için mücadele etmek yani ‘süreç´. Önemli olan mücadele etmenin hazzını ve huzurunu yaşayabilmektir, sonuç ise Allah´ın nasibi.
Mücadele azmimizi diri tutan birkaç soru: Niye bizim memleketimizde (ilçemizde) uluslararası bir iş insanımız, sanatçımız, yazarımız, tasarımcımız, hukukçumuz yok?
Neden bizim memleketimizde 1000/2000/3000 kişinin çalıştığı fabrikalar kurulmasın?
Niçin uluslararası sporcuların yetiştiği spor alanları olmasın?
Neyimiz eksik?
Başarılı olan insanı elbirliği ile desteklersek, onu aşağı çekmeye, yok etmeye çalışmazsak; iyi ve güzel olanı takdir ve taltif edersek, ben yerine ‘biz´ olabilirsek bir çok şeyi başarabiliriz. Evet ihtiyacımız olan şey “biz” olabilmek.
İlçe ve ülkemiz için dürüst olmak, çalışkan olmak, cesaretli olmak zorundayız. Siyasi, ekonomik ve bürokratik olarak küçük olsun benim olsun, benden dinlesin, benim dediğimi yapsın gibi ‘ben´ hastalığından kurtulmalıyız. ‘Ben´in marazından biz´in şifasına koşmalıyız.´
Benim ihtiyacım olan şeyler: Eşim, çocuklarım, dostlarım ve umutlarım. Geriye kalan her şey: makam, mevkii, siyaset ve bütün dünya... Hepsi hepsi sizin olsun. Ailem, dostlarım ve umudum bana kalsın.
Sevgili Gençler; başarabiliriz. Biz kurduğumuz bir hayalle bu memleketin bereketli ve bakir toprağına bir tohum atıyoruz. Bu tohumları yeşertmek ve büyütmek size düşüyor. O nedenle bütün umudumuz sizlersiniz.” Dedi.Haber: Zeki Kurultak